BEYŞEHİR – Beyşehir’de bu yıl aynı sorunun büyük ölçüde yaşanmayacağının yetkili ağızlar tarafından belirtilmesi, bölgede yaşayan vatandaşlara da rahat bir nefes aldırdı. ..
BEYŞEHİR – Beyşehir’de bu yıl aynı sorunun büyük ölçüde yaşanmayacağının yetkili ağızlar tarafından belirtilmesi, bölgede yaşayan vatandaşlara da rahat bir nefes aldırdı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Ankara Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü’nde görevli Uzman Entomolog Abdullah Yılmaz, Beyşehir’de 4 ay önce başlatılan Simulium mücadelesi çalışmaları kapsamında ilk uygulamanın yapıldığını belirtti. 4 ay önce alınan numunelerden sonra salgın yapan türün hangi tür olduğunun tesbit edildiğini anımsatan Yılmaz, “Şuna şükretmek gerekiyor ki, bu herhangi bir hastalık taşıyıcı tür değil. Tesbitlerimizin ardından bölgede nerede yaşadıklarını, yani yaşam alanlarını belirledik. Suyun altına istasyonlar ve tuzaklar kurduk. Hepsini bir araya topladık ve şu anda suyun debisini hesapladıktan sonra debiye göre de ilk ilaçlama uygulamamızı yaptık. Tabi ilaç derken bu bir böcek öldürücü, kimyasal değil ve balıklara, su altı canlılarına herhangi bir zararı sözkonusu değil.”dedi.
BEYŞEHİR’DE 3 KANALDA, 15 İSTASYONDA İLAÇLAMA ÇALIŞMASI…
Türün bu besini aldıktan sonra bağırsaklarında rahatsızlık oluştuğunu ve 24 saat sonra hepsinde ölümler meydana geldiğini aktaran Yılmaz, sonra da populasyonlarının aşağı seviyelere doğru düştüğünü belirtti. Bundan sonraki süreçte birer ay aralıklarla, muhtemelen ise larva gelişimine bağlı olarak tekrar aynı şekilde sözkonusu bakteriyi vereceklerini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
“İlk etapta Beyşehir bölgesinde Çarşamba kanalı, Sarıöz Çayı ve Eflatunpınar olmak üzere 3 kanalda ve 15 istasyonda bu ilaç uygulamasını gerçekleştireceğiz. Ardından ise inşallah bahar dönemine daha rahat bir şekilde giriş yapacağız.
Yaz döneminde ise yüzde 95 oranında Beyşehir’de artık yaşanmayacak bu sorun. Şu anda tedbirimizi aldık ve Ankara Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü ve buradaki ilgili kurumlarımızla birlikte bu sorunun üstesinden geliyoruz.”
DOĞADA TAMAMEN YOK OLMALARI MÜMKÜN DEĞİL…
Bu sorunu kökünden çözmek diye bir yaklaşımın sözkonusu olmadığının da altını çizen Yılmaz, “Doğada hiçbir canlıyı yok etmek diye bir şey sözkonusu değil. Yok olmazlar ama, insanları, hayvanları, canlıları rahatsız etmeyecek seviyeye düşüreceğiz. Esas hedefimiz; daha az masrafla, daha çevreci uygulamalarla populasyonlarını insanlara zarar vermeyecek seviyeye düşürmektir.”dedi.
Benzer sorunların geçmişte başka havzalarda da görüldüğünü aktaran Yılmaz, 2007 yılında Kızılırmak Havzası’nda aynı problemin oluştuğunu ve yine bölgede kendi koordinatörlüğünde bir mücadele başlattıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Oradaki problem daha büyüktü. Kızılırmak’ta 150 kilometrelik bir uzunlukta aynı uygulamaları yaptık. Yüzde 95’in üzerinde başarı elde ettik. Şu anda orada uygulamalarımız halen devam ediyor. Ama populasyon baskı altında ve insanları, hayvanları rahatsız etmeyecek bir seviyenin altına indirildi.
“TÜRKİYE’DE ŞU AN EN BÜYÜK SIKINTI BEYŞEHİR’DE”
Şu anda aynı durumu Beyşehir yaşıyor. Türkiye’de Sivas Gürün’de ve Karabük’te de var ama en büyük sıkıntı Beyşehir’de. Bir de şehrin içerisinde olması, sıkıntıyı bir kat daha artırıyor ve daha fazlı insanları etkiliyor.”
SEVİNDİRİCİ BİR GELİŞME…
Uzman Entomolog Abdullah Yılmaz, Beyşehir’de ortaya çıkan Similuam salgını ile birlikte sevindirici bir gelişmenin de yaşandığını dile getirdi.
Sözkonusu türün gölün içerisinde olmadığını vurgulayan Yılmaz, o yüzden burada bir sıkıntının sözkonusu olmadığını, sorunun gölü besleyen ve gölden çıkan derelerde yani akarsularda olmasının da kendilerini mutlu ettiğini söyledi.
Bu türün olmasının aslında bölgedeki suların temiz olduğunun bir göstergesi olduğunu da vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Yani Beyşehir Gölü’ne gelen ve çıkan suyun temiz olduğunu gösteriyor. Eğer su altında ve su içerisinde değişik kimyasal kirleticiler varsa ve bununla ilgili bir bulanıklık sözkonusu ise bu durumda bu türler yaşayamıyor. Bu yönden bakıldığında aslında mutluluk verici bir durum. Dünyada da bu böyle… Çevreye duyarlılığın arttığı yerlerde, Avrupa’da ABD’de, Türkiye’de olsun bu türün populasyonunda patlamalar yaşanıyor. Daha sonra da değişik önlemlerle bunu düşürmeye çalışıyoruz.”
$("#lock img").attr("width","100%"); $("#lock img").attr("style","");
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)