Asıl oruç, iç dünyamızdaki oruçtur

BEYŞEHİR – Bir nefis muhasebesi yapmak, ruhu arındırmaya çalışmak, manevi yönden yükselişe ermek, dolayısıyla oruç bir kurtuluş gibidir”dedi.
       Erdoğan, mübarek ramazan ayına girilmesi dolayısıyla yaptığı açıklamada, “”Onbir ayın sultanı, bereket iklimi mübarek ramazan ayına erişmiş bulunmaktayız. Tüm Müslüman kardeşlerimizin ramazan ayını tebrik ederim. Bu mübarek ayın İslam coğrafyası için Cenab-ı Hak’tan hayırlara, saadete, barışa, esenliğe, rahmete vesile olmasını diliyorum”dedi.
       Ramazan ayının bereketinin Kur’an-ı Kerim’le sabit olduğunu belirten Müftü Erdoğan, bu ayın önemli özelliklerinden birisinin de oruçla geçirildiği ay olması olduğunu belirterek, “Ramazan ayı kamer aylardan bir aydır, ya 29 ya da 30 gün çeker. Yine bu yıl da ramazan ayı 29 gün çekmektedir. Ayeti Kerimede, ‘Gözünüzde de büyütmeyin, sayılı günlerdir, çabuk gelir geçer’ buyrulur.Kitabımıza göre, hasta olanlar, oruç tutmaya gücü yetiremeyecek derecede yaşlı olanlar, loğusa olanlar,vs.özür kabul edilen özürlere sahip olanlar, bu oruçları vaktinde tutamasalar, karşılığında fidye verirler, fıtra dediğimiz miktarı öderler. Hasta olanlar sıhhat bulunca, daha sonra oruçlarını kaza ederler, müzmin hastalığa müptela olanlar ise ömür boyu oruç tutmaktan imtina etmiş olacaklarından ya da oruç tutmamak mazeretine sahip olacaklarından dolayı fidye vermek suretiyle bu görevini yerine getirmiş olurlar.”dedi.
        Müftü Erdoğan, bu yıl ramazan ayının İslam coğrafyasında yine kanlı sahnelerin cereyan ettiği, gönül coğrafyasının parça parça olduğu, Müslümanların birbirlerini gırtlakladığı, her iki halde de maşa olarak kullanıldığı bir coğrafya atmosferinde girildiğine de vurgu yaparak, “Allah ülkemizi muhafaza buyursun.”diye konuştu.
        Oruç ibadeti ile ilgili de bilgiler veren Erdoğan, imsak vaktinde yeme içmenin ve cinsi temasların yasaklanarak iftar vaktine kadar yemeden içmeden ve cinsi arzulardan uzak kalma anlamına gelen orucun, beden tarafından tutulduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Ama asıl oruç iç dünyamızdaki oruçtur, bir nefis muhasebesi yapmak, ruhu arındırmaya çalışmak, manevi yönden yükselişe ermek, dolayısıyla oruç bir kurtuluş gibidir. Oruç tutmak sadece açmak demek değildir ve nihayet tecrübe ile de biz görüyoruz ki, oruç olmayan, orucun farz olmadığı günlerde, vaktinde yemek yemediğimiz zaman sinir sistemimiz ya da vücudumuzun tavrı değişiyor.  Ama oruç ayında, ramazan ayına geldiğimizde saatlerce yeme ve içme akla düşmemektedir. Sebep nedir, sebep niyettir. Yani işin içerisine Allah rızası, yaradanla olan bağlantı, diyaloğu temin girerse açlık olmaktan çıkıyor, iş ibadete dönüşüyor. İbadetin hazzını, keyfini ve neşesini yaşamış oluyoruz. Tabi ramazan mevsimin en uzun, en bereketli aylarından, ben hatırlıyorum, 35 yaşlarında yine bu mevsimde bir oruç tutmuştum. Demek ki, 35 yıl sonra aynı mevsime geliyor. Kulluğun şahikaya çıktığı mevsimlerden birisidir ramazan, zira her şeyin bir zekatı vardır, bedenin zekatı da oruçtur.”