Müftüden yasak dönemde “göl balığı” yemeyin çağrısı

                   Müftü Tekin, Merkez Çarşı Camii’nde Cuma namazı öncesinde verdiği vaazda Beyşehir Gölü’nde yasak dönem kaçak avcılığını değerlendirdi.

            Beyşehir Gölü’nde balık neslinin korunması ve çoğalması için bölgede her yıl su ürünleri avlanma yasağı uygulandığını vurgulayan Tekin, bu yasağın aynı zamanda gölün dengesinin sağlanması için de önemli olduğuna dikkat çekti.

            Vaazında, dişi bir balığın üreme döneminde 250 bin adet yumurta bıraktığına da işaret eden Tekin, bunların yasak dönemde avlanması halinde gelecek neslin de nasibinin çalınmış olacağını, bunun bir nevi hırsızlık anlamına geldiğini söyledi.

            Vaazında yasaklanan olta avcılığına da değinen Tekin, sportif amatör avlanmadan söz edenlerin kıyılarda çok sayıda suya olta atarak amacından çıktığını vurguladı. Tekin, “Spor için avlanma bir tane olta ile olur. Dünyada da bunun örnekleri var, bakıyoruz Amerika’ya, göllerde spor için olta ile avlananlar bir tane avlar, biraz sevdikten sonra tekrar suya atar.Esas insani ve vicdani olan da budur. Yasak olduğu zaman avlanmamalıdır. Ki, Allah da sonra bol bol vererek bu nimetlerden istifade edelim.”dedi.

            Beyşehirliler’in 3 ay devam edecek yasak dönemde göl balığı satın almamasını da isteyen Tekin,insanların satın almaması ve tatlı su balığına talep olmaması halinde yasak dönemde avlanmasının önüne geçileceğine vurgu yaparak, şunları kaydetti:

 “Bu mevsimde göl balığını satın almayınız. Kişi, böyle bir karar vermeli kendi kendine. 3 ay göl balığı yemeyelim, deniz balığı yiyelim. Yani denizde bir sürü balık var. Lokantacılarımız da bu konuya dikkat etsinler, vatandaşlarımız lokantaya girdiğinde göl balığı istemesin. Din, sadece birtakım ezberlediğimiz şeyleri yapmak değil, işte bütün hepsi bir araya gelince din oluyor. Ayrıca, yasak dönemde avlananları gördüğümüzde de yetkililere ve güvenlik güçlerimize haber verelim. Bu hem İslami, hem de insani vazifemizdir.Sonuçta bu nimetler hepimizin ve gelecek torunlarımızın. Hepimizin sahip çıkması gerekiyor.”