BEYŞEHİR – Beyşehir ilçesinde düzenlenen 2.Uluslararası Demokrasi Şöleni devam ediyor. Beyşehir Belediyesi tarafından festival meydanında şölen kapsamında gerçekleştirilen 15 Temmuz konulu konferansta ünlü ilahiyatçı Prof.Dr.Nihat Hatipoğlu,..
BEYŞEHİR – Beyşehir ilçesinde düzenlenen 2.Uluslararası Demokrasi Şöleni devam ediyor.
Beyşehir Belediyesi tarafından festival meydanında şölen kapsamında gerçekleştirilen 15 Temmuz konulu konferansta ünlü ilahiyatçı Prof.Dr.Nihat Hatipoğlu, Beyşehirliler’le biraraya geldi.
Festival meydanını hınca hınç dolduran kalabalığa hitap eden Prof.Dr.Hatipoğlu, konferansında başarısızlıkla sonuçlanan 15 Temmuz darbe girişimine değindi, “Bizi bugün bu noktaya getiren olayları yeniden bir müzakere edeceğiz” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendilerinin baştacı ve ordunun kendileri için şeref merkezi olduğunu, polis için de aynı durumun geçerli olduğunu konuşmasında vurgulayan Hatipoğlu, “Ancak, bir gece, hiç kimsenin hesap etmediği bir anda, kendilerine asker elbisesi giydirilmiş, oralara sızmış olan ve yıllarca oralarda çoraklanmış ve devletin ‘paralel yapı’ diye ifade etmiş olduğu bir örgüt, ansızın hak etmeyen bir millete, hak etmeyen bir yönetici kadroya karşı hiç kimsenin düşünemeyeceği, aklına getiremeyeceği böyle bir kanlı ihtilal girişiminde bulundular” diye konuştu.
15 Temmuz’un zor bir gece olduğunu anlatan ancak o zor gecede hesap ve tuzak kuranların hesaplarını alt üst edecek her şeyden önce Allah’ın da bir iradesi olduğunu vurgulayan Hatipoğlu, şöyle devam etti: “Yüce Allah’ın iradesi vardı her şeyden önce, onun dışında cumhurbaşkanımızın cesur çıkışı, işi millete havale etmesi ve milletin de sokağa çıkmasıyla kurulan tuzak alt üst edildi. Öncelikle o gece hayatını kaybetmiş olan 249 vatan evladı var, ben onların çoğunun ailesi ile görüştüm bu bir yıl içerisinde, değişik etkinliklerde, özel toplantılarda çoğu kez onlarla bir araya geldim, konuştum, sohbet ettim, yavrularıyla, eşleriyle, analarıyla, babalarıyla görüştüm. Tabi her vefat eden, şehit olan kardeşimizin kendine ait bir hikayesi var. Kimi genç, civan çocuklar, sakalları yeni terlemiş, bıyıkları yeni terlemiş çocuklar, üniversitede okuyorlar, emelleri, arzuları var. Hangisi acaba şunu düşünebilirdi; ‘efendim askerler bana namluyu çevirecekler, ben yürümeyin’ diyeceğim… İktidara getirdiğim, bir siyasi partiyi veya idarecileri yine ben ya devam ettiririm veya ara verdiririm diyecek halk… Buna ‘demokrasi’ diyorlar, ölçüleri, kuralları belli. Millet gider oyunu kullanır, hükümeti seçer, şu kadar yıllığına, 4 veya 5 yıllığına çalışmalarını kontrol eder, hoşlanmazsa gider başka türlü oy kullanır, sevdiği başka bir iktidarı getirir, bütün dünyada bu iş böyle oluyor. Ama bir gece ‘ben devletin bütün kurumlarına el koyacağım, silahımla, tankımla, tüfeğimle, jetlerimle beraber meclisi bombalayacağım, ülkenin idareci kadrosunu derdest edeceğim, infaz edeceğim ve halkın kendini idare edebilme imkanını elinden alacağım’ diyecek olan bir güç tarafından şehit edileceklerini herhalde hiç düşünmediler. Onun içi o çocukların, o gençlerin o şehitlerin, kadını var, erkeği var, yaşlısı var, orta yaşlısı, küçük olanı var, öncelikle hepimizin bir vefa borcu var, onları her zaman rahmet ve onları sevgiyle ve Fatiha ile yad etmek zorundayız.”
“SAĞLAM, TEMİZ, DURU, KATIŞIKSIZ, KİMSEYE EĞİLMEYEN NESİLLER YETİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”
Türk milletine Allah’ın bir daha böyle bir acı gün ve gece yaşatmamasını dilediklerini ifade eden Prof.Dr.Hatipoğlu, “İnşallah Allah, bu millete tuzak kurmak isteyenlerin tuzaklarını kendi başlarına geçirsin” diye dua etti. Allah’ın bu tür tuzakları her zaman bozacağını vurgulayan ve sadece Türk milletinin değil, dünya Müslümanlarının da tarihte bu tür darbelere yıllarca muhatap olduğunu anlatan Hatipoğlu, şöyle devam etti: “Tuzakları Allah bozar, çünkü rıza yoksa bir yerde dava Allah adına yapıldığı iddia ediliyorsa, hakimlerin hakimi olan Allah kalplerinin sarrafıdır, kalpleri bilir ve ne adına ve ne yapıldığını iyi bilir. Tabi bu geceyle, o geceden sonra değişen bu ülkede çok şeyi konuşmak lazım sevgili dostlar. Müslümanlar, dünya Müslümanları bu tür darbelere yılarca muhatap oldu. İlk darbe, ilk ihtilal Hazreti Osman’a karşı yapıldı Medine-i Münevvere’de 3’üncü Halife Hazreti Osman’a karşı. Orada özel ve son derece hassas bilgiler var bizim bilmemiz gerekir. Ve bize büyük görev düşüyor, eli öpülesi anneler, eli öpülesi babalar bize çok iş düşüyor. Sağlam, temiz duru, katışıksız kimseye eğilmeyen, Allah’ın ve resulunun ölçülerine uymayan her emri reddeden bir ümmet ve nesil yetiştirmek zorundayız. Yüce Allah’ın huzuruna çıkarken, sadece ona eğilen bir ümmet ve bir millet yetiştirmek zorundayız. Bizim bu Temmuz harekatından, ihtilal ve kanlı cinayetinden sonra yeniden her şeyi önümüze koyup, özellikle biz Müslümanlar olarak Hazreti Resulullah’ın hayatını sireti okumak, peygamber ahlakını yeniden gözden geçirmek zorundayız. Onlardan ders ve bilgi alabilmek için. Çünkü birçok evladımız iyi niyetle bazı yerlere veriliyor, veriyoruz, dinlerini imanlarını öğrensinler, tarihlerine, dinlerine uygun yaşasınlar diye ama karşımıza bir robot çıkarılabiliyor bir müddet sonra. Sebep ne? Dini bilgi az…”
“PARALEL DİNE” DİKKAT…
Konferansında, “paralel din” olarak nitelendirdiği, yeni bir tehlikeye de dikkat çeken Prof.Dr.Hatipoğlu, şimdiden buna karşı dikkatli ve uyanık olunması gerektiğini de vurguladı. “Şimdi yeni bir skandal daha yayılmaya başladı, ona da dikkatinizi çekmek istiyorum” diyen Hatipoğlu, şu uyarıları yaptı: “Nasıl bir paralel siyaseti Türkiye’ye enjekte etmeye çalışıyorlarsa, paralel din de Türkiye’ye enjekte edilmeye çalışılıyor, dikkat edin ona. Televizyonda izlemişsinizdir, ‘bize Kur’an yeter, yeni bir grup çıktı, ‘Kur’an-ın dışında otorite kabul etmiyorum’ dediler. Kur’an hepimize yeter de, Kur’anın kendine geldiği zatı nereye koyuyorsun? Şimdi bunlar diyorlar ki; ‘Hazreti Muhammet’e gerek yok, onun dönemi geçti, biz de Hazreti Muhammet kadar bu işleri biliyoruz, şefaati yok, kabir azabı yok, aslında namazın vakitleri de yok, rekatları da yok’, bir adım sonra ‘Hazreti Muhammet yok diyecekler. Diyecek olanlar da ilahiyatçılar; altını çizerek söylüyorum, bunların içinde yıllarca bütün bu grupları bilen biri olarak söylüyorum. Önünüzdeki en büyük skandallardan biri, gelecek çağlardaki en büyük problemlerden biri ilahiyat kisvesi altındaki Hazreti Muhammet’siz din kurmak isteyenlerin faaliyeti olacaktır. Lütfen bu konularda da ne olur uyanık olunuz, ‘şefaat yok’ diyene, ‘peygamber geleceği bilmez’ diyene… Allah bildirse bilir, bildirmezse bilmez… ‘Kabir azabı yok, suali yok, mezhep yok’ bütün bunları inkar eden o tayfaya dikkat edin lütfen.”
ÖZALTUN: “VERDİĞİMİZ TÜM SÖZLERİ YERİNE GETİRİYORUZ”
Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun, konferansının ardından Prof.Dr.Nihat Hatipoğlu’na Kur’an-ı Kerim ve Türk bayrağı hediye ederek, teşekkür etti. Beyşehir’de bir süre önce Hatipoğlu’nu yine kapalı bir salonda verdiği konferansta misafir ettiklerini hatırlatan Özaltun, “O günlerde gelen yoğun istek üzerine, ‘bir daha ilçemizde misafir edeceğiz’ dedik. Şükürler olsun ki Rabbim bugün hocamıza tekrar sizlere hitap etme fırsatı verdi. Hep dualarımda şunu söylüyorum; ‘Rabbim bize yapamayacağımız sözleri verdirtme diye. Rabbime binlerce kez hamd ediyorum. Bugüne kadar sizlere, halkımıza vermiş olduğumuz bütün sözleri yerine getiriyoruz. Allah’ım, sizlere, bizlere, dünya lideri Cumhurbaşkanımıza güç kuvvet versin inşallah, Allah’ım birliğimizi ve beraberliğimizi daim etsin diyorum” şeklinde konuştu.
Konferansa, Beyşehir Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun, SÜ Beyşehir Ali Akkanat Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürü Prof.Dr.Mehmet Zengin, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Şenol, İlçe Müftüsü Mahmut Çelikoğlu, kurum amirleri, vatandaşlar katıldı.
$("#lock img").attr("width","100%"); $("#lock img").attr("style","");
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)