KONYA – Programın açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Konya Şube Başkanı Lütfi Şimşek, Recep Konuk gibi önemli bir ismin toplantılarına katılmalarından dolayı büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, Konuk’a teşekkür etti. ..
KONYA – Programın açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Konya Şube Başkanı Lütfi Şimşek, Recep Konuk gibi önemli bir ismin toplantılarına katılmalarından dolayı büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, Konuk’a teşekkür etti.
Katılımcılara hitap eden Başkan Recep Konuk, “Sizler çok kıymetli bir iş yapıyorsunuz, ticareti manevi değerlerle beziyorsunuz. Kökü bu topraklarda olan bir iş ve sanayi kültürünü inşa ediyorsunuz. Bu en az yaptığınız ticaret ve sanayi faaliyeti kadar kıymetlidir” diye konuştu.
Anadolu’nun ekonomi merkezi olma yolunda hızla ilerlediğini dile getiren Başkanı Konuk, “Anadolu’ya ekonomide yıllarca biçilen rol gözleme-ayran ekonomisinden ibaretti. Yani Anadolu gelip geçerken yolda gözleme ayran yenilen, tarhana, bulgur birazda yöresel ürünler yani küflü peynir, Mevlana Şekeri vesaire üretmesinde sakınca olmayan bir ekonomik sınıra hapsedilmişti. Bunun dışında büyük markaların bayiliği Anadolu girişimcisi için en üst noktaydı. Onun haricinde kıyıda köşede kalmışların bir işlevi de Anadolu’da üretileni merkez sermayeye taşıyıp, katma değerli hale geldikten sonra tekrar Anadolu’ya intikal ettirmekti. Yani besiyi Kars’tan, Karaman’dan, Konya’dan topla İzmir’e İstanbul’a, Adapazarı’na götür. İşleyip salam, sosis, sucuk olduktan sonra tekrar Kars’a, Karaman’a Konya’ya getir. Ya da fındığı Giresun’dan, Ordu’dan topla İstanbul’a hatta sınırlarımızın ötesine gönder çikolata olduktan sonra Giresun’da Ordu’da misliyle değerlenmiş olarak satılmasına aracılık et. Yıllarca sistem bu şekilde işledi.
Tahıl ambarı Konya’da makarna üretip üstüne bir de marka kondurman hedefe konulmak için yeterliydi. Bizim gibi çikolata üretmeye kalkarsan durumun daha da vahimdi. Size çok net bir örnek vermek istiyorum. Dünyanın en kaliteli şeker pancarı Konya’da üretiliyor. 60 yıldır Konya çiftçisi pancar ekiyor. 60 yıldır da biz bu pancarı alıp işliyoruz. O pancardan ürettiğimiz şekeri de daha 6-7 yıl öncesine kadar çuvallara, kamyonlara doldurup ekseriyetini sanayiye geri kalanını da perakendeciye gönderiyorduk. O şeker bir mamul ürünün içine girip tekrar Konya’ya geliyordu, başka başka illere hatta yurtdışına gidiyordu. Yani süreci biz başlatıyorduk, aslan payı başkalarında kalıyordu. Niçin? Çünkü o şekeri, kekin, gofretin, bisküvinin, fındık kremasının içine başkaları sokuyordu. Biz sadece kristal şekerin geliriyle iktifa ediyorduk. Bunu sadece Konya Şeker için söylemiyorum. Konya için söylüyorum. Konya’ya daha az kaynak giriyordu. Mesela biz bugün aynı şekilde devam etseydik, yani iki şeker fabrikasının kristal şeker üretimiyle yetinip, o şekeri sıvı şeker yapmasaydık, o şekeri kekin, bisküvinin, gofretin, fındık kremasının içine katmasaydık, o şekerin melasından biyoetanol, sıvı organik gübre, sıvı karbondioksit üretmeseydik, pancar münavebesindeki patatesi dondurulmuş parmak patates haline getirip Konya dışına katma değerli mamul ürün olarak pazarlamasaydık, ayçiçeğini Konya’nın ürün desenine dâhil etmeseydik ya da Panplast’ı kurup il bazında en çok sulama ekipmanı kullanılan Konya’da sulama boruları üretmeseydik Konya Şeker’in Konya dışına ihraç ettiği tek kalem ürün kristal şekerden ibaret olacaktı. Bizim ürettiğimiz yaklaşık 450.000 ton şekerin yine yaklaşık 40.000 tonunu Konyalı hemşehrilerimiz ve Konya sanayisi kullanacak geri kalanını il dışına satacak ve Konya ekonomisine yaklaşık 1. 000.000.000 TL civarında bir kaynak girişini sağlayabilecektik. O’nun da zaten önemli bir kısmı mamul ürün yani çikolata, gofret, bisküvi bedeli olarak, sulama borusu parası olarak yine geldiği gibi dışarıya gidecekti. Konya’da üretilen ve Konya’dan çıkış fiyatı 2,50 lira olan şekere mamul ürün içine girince 2-3 kat bedel ödememizden bahsetmiyorum bile. Bizim bugün için toplam ciromuz 5.235.000.000 TL’dir. Bu ciro içinde şekerden başlayarak, çikolata, yoğurt, süt, peynir, salam sosis, sucuk, sulama borusu, yem, yani ürettiğimiz tüm ürünler dâhil olmak üzere il merkezi, ilçeleri, kasaba ve köyleriyle Konya içi satışımız 543.183.000 TL’dir. Ülkemizdeki diğer iller ve yurt dışına satışlarımız da yaklaşık 4.691.817.000 TL’dir. Biz o şekeri sadece şeker olarak satmayacağımız, Konya çiftçisinin ürettiği patatesi katma değerli hale getirebileceğimiz, ayçiçeğini, mısırı işleyebileceğimiz, üstelik de bu üretim prosesi sırasında çıkan yan ürünleri ve atıkları nihai ürün haline getireceğimiz yatırımları yaptığımız için Konya’ya her yıl yaklaşık 5 milyar lira yani aşağı yukarı 2,1 milyar dolar kaynak girişine aracılık ediyoruz. Yani İstanbul’da yapılan kahvaltıda ekmeğe sürülen fındık kreması, İzmir’de Kordon’da bankta yenilen çikolata, Ankara’da dönerin yanında içilen ayran, Bursa Uludağ’da mangalda pişen sucuk, Bağdat’ta çocukların cebine konulan gofret, Belçika’da ambalajı açılan tablet çikolata veya Antalya’da tencereye dökülen ayçiçeği yağı, meşhur alışveriş merkezlerinde hamburgerin yanında getirilen kızarmış patates için harcanan paradan Konya’ya Konyalıya pay alıyoruz. O aldığımız payı da daha çok üretip, tüketimde dönen paradan daha çok pay almamızı sağlayacak yatırımlara döndürüyor, hem tarlanın gelirini arttırıyor hem de daha çok kardeşimizin elinin ekmek tutmasını sağlıyoruz” dedi.
Konya’da çok şeyin değiştiğine vurgu yapan Recep Konuk, “Konya sanayisinin 10-15 sene önceki üretim yapısıyla, sanayi tesislerinin üretim portföyü ile üretim ölçeği ile bugünkü bir mi? Evet 10-15 sene öncesine göre çok şey değişti. Çok şeyi değiştirdiniz, çok şeyi değiştirdik. 2002 yılında sadece 291 Milyon 523 Bin $’lık dış ticaret hacmine sahip olan ve ithalatı ihracatına göre 31 Milyon 605 Bin $ fazla olan yani net ithalatçı konumunda olan Konya 2013 yılı rakamlarına göre hem bu konumunu tersine çevirmiş hem de yaptığı ithalat ve ihracatla küresel ekonomi ile daha entegre bir görünüm kazanmış. 2002’de sadece 129 Milyon 959 Bin $’lık ihracat gerçekleştiren Konya 2013 yılı rakamlarına göre 11 yılda ihracatını 10 katın üzerinde arttırma başarısını göstererek 1 Milyar 346 Milyon 482 Bin $’a çıkarmış. 2002’nin Konya’sında kişi başına ihracat rakamı 60 $’ın biraz üzerindeymiş, 2013’te bu rakam 647 $’a ulaşmış. Kıyas olsun diye söylüyorum, 2002 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı 36 Milyar 59 Milyon 89 Bin dolarken, 2013 yılında bu rakam 150 Milyar 802 Milyon 637 Bin dolara çıkmış. Yani Türkiye 11 yılda ihracatını 4 kattan biraz fazla arttırmış Konya 10 katın üzerinde arttırmış. Konya bu 11 yılda Türkiye’nin sergilediği ihracat performansının 2,5 katından fazla bir performans sergilemiş. İhracattaki bu artış ihracatçı firma sayısına da yansımış ve 2002 yılında sadece 517 firma Konya’dan yurtdışına ihracat gerçekleştirirken bu rakam 2013’te 1.427’ye çıkmış. Konya bugün dünyanın 172 ülkesine ihracat gerçekleştiren bir il haline gelmiş. Konya düne göre daha iyi noktada mı? Şüphesiz daha iyi bir yerde. Konya ekonomisi yarın daha iyi noktada olacak mı? Onda da zaten bir şüphe yok. Konya biz Konyalıların arzu ettiği noktada mı? İşte buna evet deme şansımız yok. Diyemeyiz, dememeliyiz” ifadelerini kullandı.
Karapınar’daki enerji yatırımları ilgili de değerlendirmelerde bulunan Konuk, şunları kaydetti: “Karapınar’da ciddi bir kömür rezervi var. Orası gerçekten enerji üssü olacak bölgemiz. Çok kişi talip. Özetlersek, kız güzel, tahsili iyi, alıcısı çok. Ama bu kız bizim damada yakışıyor. O yüzden Karapınar’dan Konya kazansız başkası değil. Bizim yerimizde biz kazanalım. Konya kazansın.”
$("#lock img").attr("width","100%"); $("#lock img").attr("style","");
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)